TR
  • English
  • Türkçe
  • العربية
  • русский язык
  • українська
  • Deutsch
  • español, castellano
  • Français
  • gör

    Sinop

    Karadeniz Bölgesi’nin orta bölümünde yer alan Sinop, Boztepe yarımadası üzerine kurulmuştur. Doğal güzellikleri ile birlikte tarihi yapıları ile de dikkat çeken Sinop, Karadeniz Bölgesi’nin tek doğal limanı olan şehirdir.

    Dünyaca ünlü filozof Diyojen ve efsanevi kadın savaşçılar Amazonlar’ın da kenti olan Sinop, 6000 yıllık tarihsel geçmişi ve tarihi mirası, kültürel dokusu, tertemiz doğası ve deniziyle, efsaneleri yanında sahip olduğu doğal güzellikleriyle mutlaka görülmesi gereken yerler arasındadır.

    Sinop Kalesi 

    MÖ 2000’lerde bölgede yaşayan bir kavim olan Kaşkalar veya MÖ VIII. yüzyılda Ege kıyısındaki antik Milet’ten gelerek Sinop’ta yerleşip koloni kuran göçmenler tarafından yapıldığı düşünülmektedir. Romalılar ve Bizanslılar döneminde de devamlı onarım görmüştür. 1214 ve 1261 yıllarında Selçukluların eline geçen kale yeniden onarılarak savunmayı güçlendirmek amacıyla iç kale oluşturulmuştur. Sinop şehir surları yarımadanın en dar olan boyun kısmını tamamen çevrelemektedir.

    Evliya Çelebi Seyahatname’sinde; Kumkapı, Tersanekapı, Yenice Kapısı, Tabakhane Kapısı, Lonca Kapısı ve Deniz Kapısından bahseder. Günümüze kadar Kumkapı ve Lonca Kapısı ayakta kalmıştır.

    Boyabat Kalesi

    Boyabat İlçesi'nin bulunduğu Gökırmak Vadisi’nde, karşılıklı sarp iki kayalık tepeden biri üzerinde kurulmuştur. Kale, kayaların doğal yapısına uygun şekilde inşa edilmiştir. Geç Roma ve Erken Bizans Dönemi’ne ait buluntuların da sergilendiği yapı, bugünkü haliyle bir Osmanlı kalesi özelliği göstermektedir. Bu durum kalenin, Geç Roma Dönemi’nden Osmanlı Dönemi’ne kadar kullanıldığını göstermektedir.  Ancak kalenin temelleri daha önceden atılmıştır. Bu nedenle kaleyi, eski ve yeni kale olarak iki bölümde incelemek mümkündür.

    Tarihi Sinop Cezaevi

    Sinop, yeşil ve mavinin uyumu, binlerce yıla dayanan geçmişi ve özel coğrafi konumunun dışında adından söz ettiren, kaçmanın imkânsız olduğu, filmlere, şarkılara, şiirlere konu olan Tarihi Cezaevi ile anılır. Sinop’un 1214 yılında Anadolu Selçukluları tarafından fethedilmesinden sonra Sultan İzzeddin Keykavus’un emriyle bir iç kale yaptırılmıştır ve yapılışından itibaren aynı zamanda tersane olarak kullanılmıştır. Selçuklu Dönemi’nden itibaren uzun süre tersane olarak kullanılan iç kalenin burçları 1560 yılından itibaren zindan olarak da kullanılmaya başlanmıştır. Bir dönem "Anadolu'nun Alkatrazı” diye tanımlanan Tarihi Sinop Kapalı Cezaevi, 1999 yılında kapatılarak müzeye çevrilmiştir.

    Sinop Arkeoloji Müzesi

    Sinop'ta ilk müzecilik faaliyetleri 1921 yılında başlamıştır. Gerek etrafı surlarla çevrili ilin batısındaki nekropolden, gerekse şehir içindeki yapılaşma nedeniyle temel hafriyatlarından çıkarılan eserler, öncelikli olarak Mekteb-i İdadi' de muhafaza edilmeye başlanmıştır. 1932 yılında eser miktarının giderek artması sebebi ile burada bulunan eserler, Selçuklu Veziri Müinüddin Pervane tarafından yaptırılan (1262) Pervane Medresesi'ne nakledilmiş ve burada ilk müzenin çekirdeği oluşturulmuştur.

    Etnografya Müzesi

    Kefevi Mahallesi’nde bulunan yapı tipik bir 18. yy. sonu konağıdır. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından restore edilen konak bugün Etnografya Müzesi olarak hizmet vermektedir. Konağın zemin katında Sinop ve Boyabat evlerinin sergilendiği galeri kısmı, mutfak bölümü ve köy odası yer almaktadır. Konağın birinci katında Sinop ve yöresinde kullanılmış olan takılar, kılıç, dokuma tezgâhları sergilenmektedir. Konağın ikinci katına çıkınca genişçe bir salon ve etrafında simetrik olarak planlanmış dört oda ve üç eyvanda konak yaşantısı canlandırılmıştır.

    Hamsilos Tabiat Parkı

    Parka adını veren denizin bir nehir gibi kara içine girdiği Karadeniz’deki ria tipi kıyı oluşumunun en güzel örneklerinden biri olan Hamsilos Koyu (halk arasında Hamsaroz olarak da söylenmektedir) ile Akliman Koyu gibi eşsiz güzellikteki iki doğal limanı, bataklık-kumul-deniz ve ormanlık alanları ile zengin biyoçeşitliliği bir arada barındıran doğa harikası bir alan olup il merkezine 14 kilometre uzaklıktadır. Hamsilos Tabiat Parkı İnceburun uzantısında yer almaktadır. Tabiat parkı içinde antik döneme tarihlendirilen liman ile eski denizcilerin mezarlarının ve Amazon kadınlarının yıkandığı alan olduğuna inanılan Kadınlar Hamamı’nın yer aldığı kültürel kaynak değerleri açısından da zengin bir alandır. 

    İnceburun

    Türkiye’nin En Kuzey Noktası İnceburun, Sinop merkezden 20 km uzaklıktadır. Çevresi ormanlarla kaplı olup, geyik, sülün, karaca gibi hayvanlar için koruma alanıdır. İnceburun’da bulunan deniz feneri çevresinde oluşturulmuş seyir teraslarında oturarak güneşin denizden batışını zevkle seyredebilirsiniz.

    İnaltı Mağarası

    Ayancık İlçesine 40 km uzaklıkta bulunan İnaltı Köyü sınırları içerisinde olan mağara denizden 1070 metre yüksekliktedir. Mağaranın 50 m altına kadar araçla ulaşım bulunmaktadır. Buradan da merdivenler aracılığıyla mağaranın ağzına ulaşılabilmektedir. Mağara ağzında geniş bir sahanlık bulunmaktadır. İnaltı Mağarası gerek mağara içi damlataşları özelliği gerekse doğal çevresinin güzelliği ile mağara meraklıları için oldukça etkileyici bir ziyaret alanıdır.

    Balatlar Yapı Kompleksi

    Sinope Koimesis Kilisesi olarak da bilinen kompleks Bizans dönemine ait bir yapıdır. Devam eden kazılarda, Helenistik ve Roma dönemine ait olduğu tahmin edilen mezar odaları, heykel parçaları, kilise kalıntılarının yanı sıra hamam ile mozaikler ortaya çıkarılmıştır. Roma döneminde hamam ve eğlence merkezi, Osmanlılar döneminde ise manastır olarak kullandığına dair bilgilere ulaşılan yapının Karadeniz Bölgesinde Bizans dönemine ait eserlerden olduğu bilinmektedir.

    Paşa Tabyaları

    Yarımadanın doğusunda Karakum yolu üzerinde bulunan tabya, denizden gelebilecek tehlikelere karşı tersanenin emniyetin sağlamak ve limanda bulunan gemileri korumak amacıyla 19. yüzyılda yapılmıştır. Yarım ay şeklindedir. Üstte 11 adet top yuvası bulunan yapının alt bölümünde, cephanelik ve koğuş olarak kullanılan büyük mekanlar ve mahzen vardır. 

    Bazalt Sütunları

    Son yıllarda keşfedilen Bazalt Sütunları, Boyabat’a 15 km uzaklıkta Kurusaray Köyü civarındaki Fındıklık mevkiindedir. Birbirine yakın 3 vadide yer alan kayalıklar 40 metre yüksekliğindeki altıgen sütunlardan oluşmaktadır. Üstten bakıldığında, blok taşlar bir arı peteği şeklinde çokgen görünümlü, karşıdan bakıldığında ise yan yana dizilmiş ince uzun prizmal gövdeli blok taş yığını şeklindedir. Hayranlık uyandıran kayalıklar "tabiat anıtı" olarak tescil edilmiştir.

    Erfelek Tatlıca Şelaleleri

    Erfelek ilçesi Tatlıca Köyündedir. Aynı vadi içinde sıralanmış 28 irili ufaklı şelaleden oluşmuştur.  Dar ve 2 km uzunlukta bir vadi içinde, şelaleler kenarında, kayın ormanları içinde bir yürüyüş parkuru mevcuttur. Vadi kenarında tarihi 100 yıla dayanan iki su değirmeni de günümüzde dinlenme mekânı olarak kullanılmaktadır.